Bahar geldi, insanın içi içine sığmıyor. Bu güzel havalarda evde oturasınız yoksa Sizde benim gibi çayır, çimene, tepelere, çiçeklere vurun kendinizi... Böyle bir ruh hali içindeyken hem yürüyüş, hem de kahvaltı yapmak için ideal olur düşüncesi ile Küçük Çamlıca Tepesi'ne gitmeye karar verdik.
Heybetli kapısını aşıp içeri girdiğimizde, şehrin kirinden pasından arındığımızı, çiçek deryasında yunduğumuzu yıkandığımızı hissettik. Alice'in tavşan deliğine düştüğündeki gibi tepetaklak olduk.
Ancak yukarı çıktığımızda parkın bir kısmının inşaat sebebi ile kapatıldığını gördük, bu durum yürüyüş yolunu ciddi anlamda kısaltmış. Üstelik İstanbul Anadolu Yakasında çok az kalan ormanlık alanlardan birini daha inşaata teslim etmek ne derece doğru, tartışılır.
Sonuçta kahvaltı bahane; doğal güzellikler insanı doyuruyor. Mekandan çektiğim resimleri görebilirsiniz. Bu sene ajandanızda bir günü Küçük Çamlıca Tepesi' ne ayırmayı unutmayın.
Sevgiyle ve afiyette kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder